İnsan sosyal bir varlıktır. Diğer insanlarla etkileşim halinde olmaya ihtiyaç duyar.
Bu ihtiyacımızı ailemiz, akrabalarımız ve arkadaşlarımızla karşılasak da esas kaynağımız aşk ilişkisidir. Anne karnında göbek bağı ile annemizle başlayan ve daha sonra bebeklikte yine annemizle veya bize bakan kişiyle devam eden ilişkimiz ergenlik çağıyla birlikte karşı cinse yönelir.
Bu yaştan itibaren insanların büyük çoğunluğu aşk ilişkisi arayışına girer. Çünkü erişkinlerin çoğunluğu için hayatındaki ana ilişki aşk ilişkisidir. İnsan iç dünyasını ve yaşamını paylaşacağı başka birini arar.
İlişki Üzerine Temeller
Teknolojinin ilerlemesi insanların tek tuşla dünyanın diğer ucundaki birine ulaşmasını sağlıyor. Artık sadece kendi mahallesinden değil dünyanın başka ülkelerinden de aşkını bulabiliyor insanlar. Her alanda olduğu gibi aşkta da seçenekler arttı. Seçeneklerin ve ulaşılabilirliğin artması doğru seçimler yapabildiğimiz anlamına gelmiyor. Bir şekilde bir seçim yapıp bu aşamayı geçtik diyelim, bundan sonraki aşama ilişkiye özen gösterip uzun vadede her iki taraf için de huzur ve güven verici, tatminkar bir ilişkinin temellerini atmak gelir. Günümüz ilişkilerinin en önemli eksiği belki de bu aşamadan sonrasıdır. Yani ilişkinin devamını sağlamak. Her şeyi hızla tüketir olduk. Bozulanı tamir ettirmeyip atıp yenisini aldığımız bir çağdayız. Bu davranış kalıbı ilişkilere de yansımaktadır.
İlişkide problem çıktığında problemi çözmek yerine ilişkiyi bitirmek daha kolay gelmektedir. Flörtler çok çabuk sonlanırken, onca emek verilip kurulmuş evliliklerin bile yüzde ellisi boşanmayla sonuçlanıyor. Elbetteki ilişkilerde inişler çıkışlar olacaktır. İlişki ruhsal ve bedensel olarak birbirinden ayrı iki insanın birleşmesinden oluşan bir yapıdır. Doğal olarak her ikisinin de istekleri, ihtiyaçları ve beklentileri vardır. Elbetteki bunlarda çatışmalar olacaktır. Bunlar bazen barizdir, bazen de arka planda birikir ve ilişkiye zamanla zarar verir. Bizler arabamıza her on onbeş bin kilometrede bakım yaptırırız, evlerimize bahar temizliği yaptırırız, boyatırız. Kasko, yangın, deprem sigortası gibi bir dizi önemler alırız.
Peki ilişkilerimize bakım yapıyor muyuz?
Risklere karşı önlem alıyor muyuz? Çoğunlukla hayır. Oysa ilişkiler de uzun ömürlü olmaları için bakım gerektirir. Gerekli tadilatların yapılıp koruyucu önlemlerin alınması gerekir. Aralarında doğru iletişim olan ve birbiriyle ilgili çiftler ilişkinin aksayan yönlerini daha çabuk farkederler. Birbirlerini rakip gibi görmeyip aynı takımın oyuncuları olduğunu düşünen çiftler bu aksaklıkları el birliğiyle daha kolay aşabilirler. Kendi çabalarıyla aşamadıkları sorunlar için evlilik danışmanından yardım alırlar. Ancak unutulmamalıdır korumak her zaman tamir etmekten daha kolaydır.
Kadın ve erkeğin ilişkiye bakış açısı önemlidir. Her iki taraf da “ben bu ilişkiden ne alırım” yerine “ben bu ilişkiye ne katarım” diye baktığında ilişki güzelleşir, zenginleşir. Bu bakış açısıyla ilişkilerde bir artı bir iki değil üç eder. Tam tersi olduğunda ise kadın ve erkek birbirini eksiltir, bitirir. Bir çok ilişkide kadın ve erkek birbirine üstün gelme, diğerini alt etmeye çalışma çabasındadır. Sanki eş değil de iki rakip gibidirler. Çiftlerin birbirleriyle rekabet etmelerinin yine kendilerine zarar verdiğini ve vereceğini fark etmeleri gerekir. Eğer illa da rekabet etmek isterlerse birbirlerini mutlu etmek için rekabet edebilirler.
İnsan için aşk ilişkisi önemlidir. İyi bir ilişki insana yaşamda güç verir. Bu güçle hayatın diğer alanlarındaki zorlukları daha kolay aşarız.
